Buralarda yenisin sanırım. Kendimi tanıtayım. Ben Dertsiz Örtü. İki çocuklu, bol misafirli bir İstanbul ailesinin masa örtüsüyüm.
Sen galiba henüz sadece kadını gördün. Farkettiysen biraz zor biri. Ama seni buraya getirdiğine göre sevmiş olmalı. Adam ve çocuklar hafif umursamaz tipler. Kadının bize gösterdiği ilgiyi onlardan göremezsin. Ama tanıyınca inan seveceksin onları da. Bir buçuk senedir onlarla yaşıyorum. Hiçbir sorunumuz olmadı bu zamandır. Hoş, benim sorunum, derdim, tasam olmaz zaten genelde. Ama şu mutfakta bir grup var ki... Neyse, onları da tanıyacaksın zaten zamanı gelince. Hiç keyfimi bozamam şimdi.
Burada iyi ilişkiler kurman çok önemli. Doğru kişileri tanırsan hayatın çok rahat olabilir. Benim en yakın arkadaşım Nehale. Onunla hukukumuz çok eskilere, taaa paketimden çıktığım ilk güne dayanır.Koruyup kolladı beni o zamandan beri. Tencere ve çetesiyle aram çok iyi değil. Bozuşup duruyoruz. Allahtan arada o var. Yoksa yanmıştım şimdiye. Girmeyeceğim demiştim bu konuya, bak dayanamadım yine. Çay saati olmalı, çalışıyordur şimdi, döndüğünde tanıştırırım sizi.
Şu kenarda, lavabonun yanında gördüğün Kesme Tahtası. Çok kafadır, herkesle iyi anlaşır. Yine de mesafeni koru bence. Bıçakla ikisinin sado-mazo bir ilişkisi var. Korkutucu olabiliyor bazen.
Şanslı yerde başladın. Bu camlı dolap, mutfağın en stratejik noktası. Buradan olup biten herşeyi takip edebilirsin. Dışarıdaki aletler hiçbirşey duymadığımızı düşünürler. Ama davlumbaz deliğinden tüm sesler gelir buraya.
Tencereyle Kapağı mesela. Yemek hazırlanıp, ocağa konduktan, tüm yayıntılar, bulaşıklar ortadan kalktıktan sonra, yalnız olduklarını düşünüp, fıkır fıkır kaynatırlar. İşte o zaman Kepçe, Musluk, Bulaşık Süngeri, tüm mutfak ahalisi hakkında ne var ne yoksa konuşurlar. Yine de her duyduğuna inanma derim ben. Hiç yoktan hikaye uydurdukları çok olmuştur.
Sol köşedekiler; Yağlık ve Sirkelik. İkisinin birbirinden ayrıldığı hiç görülmemiştir. Burada benden eskiler. Yine de hep ilk günleri gibi heyecanlı, kıpır kıpır, hareketliler. Her yemekte onlar da sofrada olur mutlaka. Adama sataşmaya bayılırlar. O kullanırken fazla dökülür, elinden kayar, içindekileri sıçratırlar. Hepsi de hoooop benim üstüme. Adam tabi kadına çaktırmamak için hemen Tuzluğa sarılır, üstüme boca eder. Genelde çok geç olur. Kadının gözünden kaçmaz. Yağlıkla Sirkeliğin adama inadına öyle davrandığını bilmez, sinirlenir. Bence her seferinde boşuna tartışıyorlar. "Alt tarafı yağ" der geçerim ben. Hele sirkeyse dökülen, hiç sorun yok. En fazlasından yıkanırım, çıkar zaten. Kadın her defasında endişelenir ama. Sever beni sağolsun...
Bir masa örtüsüne göre oldukça yaşlıyım aslında, bakma böyle göründüğüme. Ara sıra diğer aletler merak edip sırrımı sorarlar. Spor imkanım yok benim. Diyetim de bana bağlı değil, o gün yemekte ne varsa o. Soranlara sadece stresten uzak durun derim. Herşeyi kafana takarsan mutfak çürütür adamı.
Hah, dolap açılıyor. Yemek zamanı gelmiş olmalı. Gidiyorum ben şimdi, ama çok değil iki saate geri gelirim. Ben dönene kadar tek başına idare edebilirsin değil mi?