6 Temmuz 2009 Pazartesi

Günes gözlügü yanigiyla yagmuru özlemek ve kültür dolu bir hafta

Evet, Kuzey Almanya'da yüzümde günes gözlügümün izini cikaracak kadar yanmayi basardim :) Gündüz feneri gibi dolaniyorum ortalikta kipkirmizi, burnumun üstünde beyaz bi cizgiyle. Gecen hafta hava 29 dereceydi burda, Almanya kendi rekorunu kirdi heralde. Ve ben yazin ortasinda yagmuru özleyecegimi hic düsünmezdim ama özledim, hem de cooook. Sicagi hic cekilmiyormus buranin. Ama yagmur basladi tekrar:) serinledi yine ortalik. Burasi böyle güzelmis, hafif bulutlu, genelde yagmurlu.

Bol kültürel aktiviteli bir hafta gecirdim. Carsamba gecesi tiyatroya gittik. Burda Ingilizce aktivite bulmak hic kolay degil. O yüzden bulunca kacirmayayim dedim. Üniversite grubunun oynadigi Lysiastra diye bir oyun. Ingiliz aksani kullanan bir grup Ingiliz Dili ve Edebiyati bölüm insani. Oyunda Atina ve Sparta arasindaki savasi bitirmeye karar veren kadinlar, taktik olarak kocalariyla sevismemeye karar veriyorlar. Bir süre sonra cildiran erkekler baris antlasmasini gecikmeden imzaliyorlar :) Müzikal sayilabilecek, cok eglenceli, güzel bi oyundu.

Oyundan sonra da Almanyanin meshur Biergärten'larindan (bira bahcesi) birine gittik. Kültürel sohbet orda da devam etti, ve ben 3 yasindan itibaren müzeye gitmeye baslayan Almanlarin yaninda cok ezik kaldim :( Tebrik ediyorum bu anne babalari valla. Bizimkiler beni o yasta müzeye götürmeye kalksa eminim onun yerine denize ya da parka gitmek icin herseyi yapardim. Almanya da "Entellektüellerin ülkesi" olarak bilinirmis, bunu da yeni duydum.

Bu ezikligin verdigi motivasyonla pazar günü müzeye gitmeye karar verdim. Ama ondan önce Schützen Feste gittik. Silah aticilar festivali denebilir Türkce olarak. Pazar günü bandolarin sehirde gecit röreni vardi. Onu izlemeye gittik. Ev ahalisinden bir Ispanyol ve onun Koreli arkadasiyla. Ukraynali stajyer yine son anda satti, hicbiyere cagirmiycam bundan sonra onu. Oldum olasi sevmisimdir bandolari. Onlari izlerken ilkokulda okul bandosuyla Kordonda yaptigimiz resmi gecitler geldi aklima. Teyzeler amcalar pencerelerden hep el sallardi bize, ne gururlanirdik ama. Müzik ögretmenim o zamanlar benim bandonun sefi olmami istemisti. Hani su elinde kocaman sopayla bandoyu yöneten kisi. Ama o sopa benim boyum kadar oldugundan tirsmis, ben flüt calmaya devam edeyim demistim. Pisman oldum sonradan ama cok gecti tabi artik.

Neyse sonuc olarak 100'den fazla grubu izledik. Iclerinde at arabalari, itfaiyeler, askerler, Iskoclar, cheerleaderlar, engelliler, Amerikan futbolu oyunculari, eski kraliyet zamanindan kalma kiyafetler icinde olanlar bile vardi. Karman corman bir gruptu yani ama güzeldi, sevdim ben. Telefonumla fotolar da cektim cok cok ama bilgisayarim nedense aktarmiyo fotograflari bir türlü. Mellany de yakin zamanda gidiyor, o yüzden bir dahaki maasla fotograf makinesi almam lazim :)

Gecit bitince biz de ayrildik ve ben History Museuma dogru yola ciktim. Müzenin önüne seyyar biracilar standlarini acmislardi oraya vardigimda. Aldim elime 1 € ya kocaman birami, karsidaki cesmenin yanina oturdum, kitabimi okudum. Tam Avrupai bir manazaraydi. Birayi yarilayinca barmen abi geldi üstünü de tamamladi :) Keyfim yerindeydi yani.

Müze de, herseyin Almanca olmasinin disinda cok güzeldi. Basic-good seviyesi arasinda gidip gelen Almancamla herseyi okumaya kalktim, 3 saatte ciktim müzeden :D
Genel notlarim söyle:
-Müze adindan da anlasilabilecegi gibi ana olarak Hannover'in tarihini anlatiyor. Bunu yaparken de sehrin ana 2 tane markasi var onlari kullanmislar; Hanomag (traktör) ve Continental. Eski arabalar, motorlar, at arabalari, evlerin 20li 30li yillardaki görünümü, sehrin fotograflariyla bence basarili bir konseptti.
-Ana serginin yaninda sürekli degisen konular da vardi.
-Ilki Gut Grün, Güzel Yesil.Aslinda bunun icin gitmistim ama bekledigim gibi cikmadi. Hannoverin kücük bahcelerini anlatan cok önemli olmayan bir sergiydi.
-Ikincisi Gayler ve Lezbiyenler sergisi. Bu baya ilgincti cünkü Hannoverdeki yasam tartzlarini anlatiyordu, yani direk sehre yönelikti. Büyük ihtimal 28 Haziran günü icin acilmisti. Rengarenk bir hava katmisti müzeye.
- Sonuncu da (en cok sevdigim)politika sergisiydi. 50-70 arasini, o zamanlarda yapilan protesto posterleriyle anlatmislar. Grup toplantilari, grev cagrilari, zamanin meshur müzik gruplarinin konserlerindeki konusmalari ve fondan gelen dönem sarkilariyla cok basarili bir sergiydi.

Yani kültürel aktivite dolu bir hafta gecirdim. Bu haftada Mellany'nin gidisi ve yeni stajyerlerin gelisi bahaneleriyle parti dolu bir hafta olacak galiba :)

Ilgisiz Not: Benimle Dans Eder misin'i izledim. Neden Ebru Akel sunuyor ya bu programi. Konusmak yerine bagiriyor, kurdugu cümleler sacma sapan, kiyafet igreeeeenc. Pembe dümdüz kumasin üstüne sari karton baglamislar. Valla insanin programi izliycegi kalmiyor.

3 yorum:

  1. O kadar kültürel aktivite yap üstüne dans eder misin izle:P

    valla yalnız orda burdan daha iyi çekiyo sanırsam. zira biz de 1-2 dakka baktık ama göremedik 37 ekran televizyonumuz ve "v" şeklindeki mükemmel anteni sayesinde:)

    YanıtlaSil
  2. İnternetten de izleyebiliyorsunuz dostlar o programı. YouTube'da var yanılmıyorsam. Yeni ev arkadaşım sağolsun benim de Türk televizyon kültürüm arttı.

    Gügü, kültürel aktiviteler süper. Ben de burada o aktivitelerin hepsini yapmak için Aslı'nın gelmesini beklemeye başladım. Her Perşembe akşam 4-8 arası burada müzelere giriş ücretsiz, her hafta bir müzeye götürcem kendisini :)
    Gelin sizi de bekleriz :)

    YanıtlaSil
  3. Hehe, diziport.com sagolsun herseyi izliyorum burdan da :)Hatta Türkiyede olsam izlemeiycegim aptal dizileri bile.

    Ya ne güzel seymis o, müzeye giris bedava, buralarda hic yok valla :(

    YanıtlaSil